Baran, yaptığı açıklamada, sağlık sisteminin uzun süredir koruyucu sağlık anlayışından uzaklaşıp tedaviye dayalı politikalara yöneldiğini belirtti. Sağlıkta dönüşüm programlarının hız kazandığını kaydeden Baran, aile hekimliği sistemine geçilmesiyle birlikte temel sağlık hizmetlerinin toplum sağlığı açısından ciddi sorunlar yarattığını vurguladı.
“Birinci basamak sağlık sistemi kötüye gitmekte, sağlık emekçileri ise esnek ve performansa dayalı ücretlendirme sistemiyle daha fazla sömürülmektedir.” diyen Baran, 14 yıldır tüm Türkiye'de uygulanan aile hekimliği sisteminin sağlık emekçileri üzerindeki baskıyı artırdığını söyledi.
Baran, toplu sözleşme sürecinde sağlık emekçilerinin çözüm bekleyen temel taleplerini şöyle sıraladı:
"Grevli, özgür pazarlık hakkı içeren gerçek bir sendika yasasının çıkarılması, tüm sözleşmeli çalışanların 657 4/A kapsamına alınması, emekliliğe yansıyan, yoksulluk sınırı üzerinde temel ücret verilmesi, ilave ek zamların emeklilere de yansıtılması, vergide adaletin sağlanması ve %10 sabit vergi uygulaması, liyakata dayalı, seçimle belirlenen idarecilerin görevlendirilmesi, katkı, katılım payı ve ilave ücretlerin kaldırılması, sağlık hizmetlerinin ücretsiz olması, “Eziyet yönetmeliği” olarak adlandırılan düzenlemenin geri çekilmesi."
Baran, ayrıca aile hekimliği sözleşmelerinin bireysel olmaktan çıkarılıp toplu sözleşmeye dahil edilmesi, cari giderlerin Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanması, nöbet sonrası izinlerin verilmesi, teşviklerin maaşa dahil edilmesi, sağlık emekçilerine servis ve kreş gibi sosyal hakların sağlanması gibi konularda somut adımlar atılması gerektiğini dile getirdi.
Kamu çalışanlarının fiili hizmet süresi zammından eşit şekilde yararlanması, kadın sağlık emekçilerinin doğum ve emzirme izinlerinin güvence altına alınması, taşeron çalışanların kadroya alınması gibi düzenlemelerin de aciliyet taşıdığını vurgulayan Baran, şunları söyledi:
“Yedi dönemdir toplu sözleşmelerde alınan ama uygulanmayan kararlar, bu düzenin işlevsizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Demokratik bir sendikal ortam sağlanmadığı sürece gerçek bir kazanım mümkün değildir. Haklarımızı ancak işyerlerinden, alanlardan ve meydanlardan yükselttiğimiz SES’imizle savunabiliriz.”
Baran, açıklamasını tüm sağlık emekçilerine, emek ve meslek örgütlerine, halkın örgütlü yapılarına çağrıyla sonlandırdı:
“Sağlık hakkına ve emeğimize sahip çıkmak için birleşelim, birlikte mücadeleyi büyütelim.”
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 egepress.com Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.